MAHALLENİN ESKİ KAHVESİ, BUGÜNÜN ATÖLYESİ: SANKİ

Ceyda Artun ile Setenay Baylar’ın “Biz neden birlikte bir şeyler üretmiyoruz?” sorusuna cevap olarak hayata geçirdikleri projeleri Sanki Atölye’yi ziyaret ettik.

Akademik eğitimleri ve mesleki geçmişleri mutfakla hiç buluşmamış olan ikilinin girişimci ve üretken ruhları ile kurdukları “Sanki”, disiplinlerarası bir mekan olarak karşımıza çıkıyor. Mutfağa dair her şeyi barındırmayı planlayan Sanki’nin çatısı altında üretilen her ürün sürdürülebilirlik, bitki temelli beslenme ve doğa dostu olma fikrine dayanıyor. Sanki Mutfak’tan Ceyda Artun, Sanki Tekstil’den ise Setenay Baylar sorumlu. Artun, kendi tariflerini pandemi boyunca takipçileri ile paylaşırken aynı esnada Baylar da artık kumaşlardan maske üretmekle meşgulmüş. Neden bu üretken halimizi aynı çatı altında buluşturup bir marka yaratmayalım ki demeleri ile Sanki fikri ortaya çıkmış. “Peki neden Sanki?” diye sorduğumuzda ise “Biz sanki bir şeyleriz” diyorlar ve her şeyin iddialı olduğu bu dönemde sanki kelimesinin iddiasız ve ‘mümkün olduğunca’ tavrının hoşlarına gittiğini dile getiriyorlar.

Ceyda Artun (solda) ve Setenay Baylar; Valideçeşme’de bulunan eski bir kahvehaneyi dönüştürdükleri Sanki Atölye’yi yakın zamanda açtılar. Fotoğraf: Naz Eraslan

Sanki Mutfak

Sanki Mutfak; ne tamamen sağlıklı, ne de tam olarak bitki temelli bir menüye sahip; adı üstünde sanki bir mutfak. Sanki’de süt ürünü bulamazsınız; fakat vegan da değiller. Misafirlerinin kendilerini tamamen vegan bir mutfak olarak görmelerini istemiyorlar ve genelde rastladığımız “yumurta içermez” etiketli ürünlerin aksine, Sanki’nin raflarında “yumurtalı” etiketli ürünler yer alıyor. Eve sipariş verebileceğiniz ya da Sanki’yi ziyaretiniz sonrası elden alabileceğiniz kavanoz ürünleri arasında siyah çaylı granoladan bitkisel sütten yapılma süzme peynire, yumurtasız mayonezden toz Sanki parmesana kadar pek çok çeşit var. Temiz içerikli, mevsimine uygun ve iyi tarım yöntemleri ile üretilmiş malzeme kullanımına özen gösteren Sanki Mutfak ekibinin geçtiğimiz haftalarda raflarına yerleştirdikleri kavanozlar arasında karalahana pesto sos da bulunuyordu.

Sanki’nin ekibi, gelen ziyaretçilerin kendilerini evlerinin mutfaklarındaymış gibi rahat hissetmelerini hedefliyor. 

İlerleyen zamanlarda beş güne çıkartmayı düşünseler de şimdilik haftanın üç günü sıcak servis yapan Sanki Mutfak’ın tezgah demirbaşları arasında focaccia, haftalık ruh hallerine göre değişen kurabiyeler ve çorbalar yer alıyor. Kurabiyelerde ise öncelik sadece ve sadece sağlıklı olmaları değil. “Önemli olan denge“ diyen Sanki’nin tezgahında bol şekerli ve glutenli kurabiyeler de bulabiliyorsunuz.

Sanki’nin konseptini “self servisten bir adım daha ileri” olarak tanımlayabiliriz; nitekim ekip, gelen ziyaretçilerin kendilerini evlerinin mutfaklarındaymış gibi rahat hissetmelerini istiyor. Örneğin, granola almaya gelen biri, kendi evinde değil de orada yemek isterse kendisine hemen bir badem sütü ikram ediliyor, “ben granolamı meyve ile yerim“ derse tezgahtan dilediği meyveyi seçerek kendi kasesini istediği gibi süsleyebiliyor; veya focaccia yemeye gelen biri üzerine sürmek üzere rafta görüp merak ettiği isli peynirden alıp anında lezzetine lezzet de katabiliyor.

Sohbetimiz esnasında ikili, kendilerini diğer bitki temelli girişimler gibi içki sektöründen ayırmak istemediklerinden bahsediyorlar. İçki servisleri yok; ama eve sipariş verebileceğiniz kavanozlu mezeleri güzel birer içki eşlikçisi. Hatta ayda bir gün ilk el kaldıran 20 kişiye göndermek üzere meze kutusu siparişi alıyorlar. Ayrıca, meze menülerini giderek genişletmek de planları dahilinde ve bizi bekleyenler arasında ilk sırada, bitkisel temelli yoğurtla hazırlanan mezeler var.

Sanki Tekstil ve Atölye

Sanki Tekstil, Sanki Mutfak’ın güçlü bir destekçisi. Sanki’ye uğradığınızda, Rizeli kadınların kenevir kumaşından dokuduğu badem sütü veya başka bir süt yaparken kullanabileceğiniz sıkma torbalarını görebilirsiniz; ama bu Sanki Tekstil için sadece bir başlangıç. İkili, mutfağı daha estetik bir yer haline getirmek istediklerinden bahsediyorlar ve bunun için tasarımcı bir arkadaşları ile çalışacaklarının haberini veriyorlar. Mutfakta kullandığımız, sarı bez ve plastik fırça gibi pek de albenili olmayan gereçlere yeni tasarım önerileri sunmayı ve yine Sanki etiketli kesme tahtası, ölçü kabı gibi diğer mutfak araçları ile birlikte satışa çıkarmayı planlıyorlar. Yeni ürün fikirleri konusunda mutfağın ihtiyaçlarına göre şekillenirken, üretim aşamasında elbette mümkün olduğunca sürdürülebilir malzeme kullanmayı hedefliyorlar.

Sanki’nin bitkisel temelli peynirlerin yapımında da kullanabileceğiniz sıkma torbaları, Sanki Tekstil’in ilk ürünleri oldu. 

Valideçeşme’de bir mahalle kahvesiyken şimdi Sanki’nin hayat bulduğu binanın terasında, ileride hoş sohbetler eşliğinde çatal-bıçak sesleri duyulacak gibi duruyor; normale döndüğümüzde teraslarında kurulacak büyük sofralar bizleri bekliyor olacak. Tabi bu teras sadece büyük sofraların kurulduğu davetler için değil, aynı zamanda atölyeler düzenleyebilecekleri bir alan olarak da kullanılacak. Sanki’ye dair bizi bekleyen diğer yenilikler arasında ise Youtube kanalları ve yemek kitapları var. Yemek kitabında, Artun’un kendi Instagram sayfası üzerinden bu zamana kadar paylaştığı 400’ün üzerinde tarif yer alacak. Yani, artık “Ceyda Hanım, mayonezinin tarifini tekrar paylaşır mısınız?” soruları rafa kalkıyor. Youtube kanallarında ise, Sanki Mutfak tariflerine ve Sanki Tekstil’in tasarım süreçlerine yer vermeyi planlayan ikili, Sanki’de üretilenleri ve sahip oldukları fikirleri aktarmak için oldukça heyecanlı. Hal böyleyken bize de heyecanla beklemek düşüyor.

Fotoğraflar: Sanki Atölye