Araştırmacılar Beyaz Trüf Mantarının Artık Yetiştirilebildiğini Duyurdular
Bir Fransız araştırma enstitüsü, kilogramı yaklaşık 5.000 euro değerinde olan ve “beyaz altın” olarak da adlandırılan beyaz trüf mantarının artık yetiştirilebileceğini duyurdu.
Fine Dining Lovers’ta yer alan habere göre, Ulusal Tarım, Gıda ve Çevre Araştırma Enstitüsü’ndeki (INRAE) fransız bilim adamları, Alba kentiyle özdeşleşen beyaz trüf mantarının doğal yayılım alanı dışında yer alan Fransa’da da kontrollü üretiminin mümkün olduğunu ortaya koydular. Bir yandan da dünyanın en prestijli ve pahalı trüf mantarı çeşidi olan tuber magnatum pico’yu yani beyaz trüf mantarını yetiştirebilen, alanında uzman ilk kişiler olduklarını belirttiler. Araştırmacılar, beyaz trüf mantarının ekildikten sonra üç ila sekiz yıl hayatta kaldığını ve hem 2019’da hem de 2020’de başarılı hasatlar elde ettiklerini doğruladılar.
Bir INRAE araştırmacısı ve trüf mantarı uzmanı olan Claude Murat yaptığı basın açıklamasında, çoğunlukla İtalya’da ve Balkan yarımadasında veya daha nadiren İsviçre ve güneydoğu Fransa’da belli koşullar altında kendiliğinden yetişen bu değerli mantarın artık kuzey İtalya’daki ana vatanı olan Piedmonte’den çok daha uzakta yetiştirilebileceğini duyurdu. Murat, böylece çiftçilere yen bir gelir kaynağının oluşabileceğini ve biyoçeşitliliğe katkı sağlanabileceğini belirtti.
Fransa’nın kırsal yaşam bakanı Joël Giraud, çalışmayı The Times Gazetesi’nde “olağanüstü bir gelişme” ve “büyük bir yenilik” olarak değerlendirdi.
TikTok Beyaz Peynire Talebi Arttırdı
TikTok’un son trendi olan fırında beyaz peynirli makarna, Amerika’da beyaz peynir satışlarının artmasına neden oldu. Fırında pişirilen ve ana malzemesi bir blok beyaz peynir olan makarna tarifi, #fetapasta hashtagiyle TikTok’ta 680 milyondan fazla görüntülendi. “Feta Pasta”yı, ilk olarak Finlandiyalı yemek yazarı Jenni Häyrinen 2018’de pişirdi fakat yemeğin videoları geçtiğimiz Ocak ayının başlarında TikTok’ta viral olmaya başlayınca tarif, Amerikalılar tarafından daha çok denenmeye başladı.
The New York Times’ın yayınladığı habere göre, New York’ta peynir satan birçok mağaza ile birlikte ulusal süpermarket zinciri olan Kroger gibi pek çok market, beyaz peynire artan talebi karşılamak için mücadele ediyor. Kroger’in peynir tezgâhlarının yöneticisi Walshe Birney, “Bu, bir ürüne yönelik şahsen gördüğüm en büyük ve coğrafi olarak en geniş ilgi ve satış artışı.” diyor. Saxelby Cheesemongers, Zabar‘s ve Eataly gibi pazarlara tuzlu beyaz peynir tedarik eden Narragansett Creamery, haftalık üretimin 6.000 kilodan 10.000 kiloya çıktığını belirtiyor.
Şubat ayının başlarında, Charlotte Observer’da yer alan haberde, bazı yerel mağazalarda peynirin tükendiği aktarılmıştı. Ülke teknik olarak bir kıtlık yaşamasa da, en azından peynire olan talebin yükseldiği kesinlikle ortada.
Şefler, Karantina Süreci ve Sonrası Hakkındaki Düşüncelerini E-Kitap Haline Getirdi
Food on the Edge etkinliğinin kurucusu, şef JP McMahon, “Karantinadan Dersler: Covid’den Sonra Yemek Yapmak” adlı bir e-kitap yayınladı.
İki gün süren ve yemeğin kültürel, sosyal, çevresel ve eğitimsel yönleri hakkında İrlanda’nın Galway kentinde konuşan yaklaşık 50 şefin yer aldığı Food on the Edge sempozyumu, 2020 Ekim ayında koronavirüs salgını nedeniyle gerçekleşemedi. Kar amacı gütmeyen ve yiyecekleri herkes için erişilebilir hale getirmeyi amaçlayan sempozyum, dünyanın her yerinden gelecek şefleri ağırlayamayınca McMahon yeni bir yola yöneldi ve “Karantinadan Dersler: Covid’den Sonra Yemek Yapmak” adlı bir e-kitap yayınladı.
Fine Dining Lovers’ın aktardığına göre, Food on the Edge’in şeflerinden ve arkadaşlarından gelen e-postalardan oluşan bir kitap yapma fikrinin daha önce aklına gelmiş olduğunu belirten McMahon, “Karantina ve salgının etkileri beni ileriye götürdü. Ateşi sürekli yakmak önemlidir ve altı yıldan uzun bir süredir bir yangını yaktığımız gibi, onu devam ettirmek hayati önem taşıyor” dedi. Karantinadan Dersler: Covid’den Sonra Yemek Yapmak yemek dünyasında ne yapmamız gerektiğini bilmek isteyenlere, sadece bulunduğumuz yere dönmek için değil, aynı zamanda gelişmek için de mevcut çalışma yöntemleri öneriyor diye belirtiyor McMahon.
Food on the Edge haber bültenine buradan kaydolabilir ve e-kitaba ulaşabilirsiniz.
Sadece Yemek Konuşabileceğiniz Bir Platform Arıyorsanız DEMI Tam Size Göre
Ekim 2020’de piyasaya sürülen DEMI, şefler, restoranlar ve restoran müdavimleri arasında bir topluluk oluşturmayı hedefleyen ve internet üzerinden yemek pişirmeyi bir sonraki seviyeye taşımayı amaçlayan bir platform.
Gıda profesyonelleri ile doğrudan bağlantı kurmaya yardımcı olmayı planlayan uygulama, Ian Moore tarafından salgın döneminde geliştirildi. Bon Appetit’in aktardığına göre, Substack, Pateron ve abonelik tabanlı diğer popüler platformlar gibi, DEMI, önümüzdeki iki ay içinde uygulamanın lansmanıyla birlikte henüz belirlenmemiş bir kar yüzdesi toplamaya başlamayı planlıyor. Moore, “Gıdada sürdürülebilir bir iş kurmak istiyorum” diyor ve “Şeflerin sıkı çalışmaları, tutkuları ve bilgileri için daha fazla para kazanmayı hak ettiklerini göstermek istiyoruz.” diye ekliyor.
DEMI Aralık 2020’de, platform üzerinden Aşk Mektupları‘nı kullanıma sundu ve kullanıcıların dünya çapında en sevdikleri restoran, kafe ve barlara takdirlerini sunmalarına ve anılarını paylaşmalarına olanak tanıdı. Platforma en son eklenen özellik ise, dünyanın her yerinden şeflere sorular sormak ve benzer yiyecek ve içecek ilgi alanlarını paylaşan kişilerle sohbet etmek için WhatsApp aracılığıyla DEMI topluluklarına katılmak. Üstelik, ev sahibi şefin topluluğuna katılmak için aynı şehirde ve hatta aynı ülkede yaşamanıza elbette gerek yok. Moore, gelecekte kendi topluluklarına ev sahipliği yapacak yaklaşık 200 şefin uygulamada yer alacağı küresel bir büyüme beklediğini belirtiyor.
Ocak 2021 itibariyle, uygulamada farklı uzmanlar liderliğinde dört ayrı topluluk bulunuyor: Lucas Sin’in Çin yemekleri ve aşçılık topluluğu, Natasha Pickowicz’in pastacılık ve fırıncılık topluluğu, Peoples Wine’ın doğal şarap topluluğu ve Katie Parla’nın İtalyan yemek ve aşçılık topluluğu. Kullanıcılar, her topluluk için ayda 10 dolar ödüyor ve paranın tamamı doğrudan her topluluğun ev sahibine gidiyor.