Buzlar altında kalan elma ağaçlarından yemek tarifi sitesi Epicurious’ın yeni kararına, İtalyan dondurmacıları bekleyen yeni yasak tasarısından havayolu yemeklerini kendi evine taşıyan Instagram hesabına kadar güncel, küresel haberler
Elma ağaçları buzlar altında
Avrupa Birliği’nin coğrafi işaretli ürünler arasına eklediği, kokulu ve leziz elmaları ile bilinen İtalyan Valtellina vadisi, son zamanlarda bölgedeki çiftçilerin çiçek açmış elma ağaçlarını kasıtlı bir şekilde buzla kaplamaları sebebiyle gündeme geldi.
Mart’taki alışılmadık derecede sıcak havanın ardından, aşırı soğukların güney Avrupa’ya uğraması nedeniyle Nisan ayı sıcaklıkları aylık ortalamanın oldukça altına indi. Ürünlerini soğuktan korumak için çözüm üretmesi gereken birçok şarap üreticisi, sıcaklıkların daha da fazla düşmesini önlemek için şarap bağları boyunca dev mumlar yaktılar. Üzüm bağlarının mum ışığındaki fotoğrafları günlerce sosyal medyada yer aldı.
Öte yandan, Atlas Obscura’nın aktardığa göre, Valtellina’daki elma üreticileri, soğukla mücadele etmek için kendilerine beklenmedik bir müttefik buldular: Buz. İtalya Çiftçi Hakları Derneği Coldiretti’nin, yerel şube sözcüsü Jacopo Fontaneto, basın açıklamasında “Çiftçiler elma ağaçlarını ince bir su tabakasıyla örttüler. Bu şekilde dondurarak bitkileri dondan koruyabildiler.” dedi. Coldiretti, buz eridiğinde elma ağaçlarının çiçek açmaya devam edebileceğini açıkladı: “Elma çiçekleri -1.5 ° C sıcaklığa kadar hayatta kalabilir. Sıcaklık, 0.5 ila 1 ° C arasındayken su püskürterek, çiçekleri bu sıcaklıkta tutan ince bir buz tabakası oluşturuyoruz.”
Coldiretti yerel şubesi başkanı Silvia Marchesini’nin açıklamasına göre, Valtellina’daki elma bahçelerinin yaklaşık yüzde 25’i donma önleyici sulama sistemleriyle donatılmış durumda. Hava belirli bir soğuğa ulaştığında, dev fıskiyelerle ağaçlara su püskürtülüyor ve ağaçlar kasti olarak donduruluyor. Ancak ne yazık ki, Valtellina’daki bu tür korumalara sahip olmayan elma ağaçlarının büyük çoğunluğu geçtiğimiz Nisan ayında ciddi zarar gördü ve kuzey İtalya’daki çiftçilerin yıllık üretimlerinin yüzde 75’ini kaybedecekleri tahmin ediliyor. Coldiretti yerel şubesi, “İtalya iklim değişikliğinin etkileri ile karşı karşıya. Bu nedenle buz, gelecekte çiftçiler için daha da önemli bir araç haline gelecektir.” açıklamasında bulundu.
Epicurious’tan sürdürülebilir yaşamı destekleyen adım: Sığır eti tariflerine son
Ünlü yemek tarifi sitesi Epicurious, sığır etiyle ilgili yeni kısıtlamalarını duyurdu: “Sığır eti yeni Epicurious tariflerinde, makalelerde veya haber bültenlerinde görülmeyecek. Ana sayfamızda ve Instagram sayfamızda yer almayacak.”
Sürdürülebilir ve çevre dostu bir yemek pişirme tecrübesini teşvik etme çabası içinde olan Epicurious, Eater’ın aktardığına göre, 2019’dan itibaren gittikçe daha az sığır eti içeren tarif yayınlamaya başladı ve ardından 2020’de tamamen durdu. Epicurious,”Yayınlamadığımız her hamburger tarifi yerine bir yeni vejetaryen tarife ter verdik; Kıyma ile ilgili yazılar yerine bitki temelli etlerden bahsettik. Geçen yaz, Amerika’da barbekü yakılarak kutlanan tatillerin her birinde, ateşlerimizi biftek ve sosisli sandviç yapmak için değil karnabahar ve mantarlar için yaktık.” diye belirtiyor.
Yayınladığı açıklamada, sığır yetiştiriciliğinin sebep olduğu sera gazı emisyonlarındaki ve fosil yakıt gerektiren gübre ve pestisit üretimindeki artışlar gibi sığır eti hakkındaki gerçekleri aktarıyor. Deniz ürünlerinden soyaya kadar her şeyle ilgili çevresel maliyetlerinin olduğunu da belirten Epicurious, “Markette veya bir restoranda sığır eti almaktan kaçındığınızda, bir sinyal gönderirsiniz – markete, evet, ama aynı zamanda eğer kararınızdan bir başkasına bahsederseniz belki de daha etkili bir şekilde onu da etkilemiş olursunuz” diye açıklıyor.
İçi hava dolu İtalyan dondurmalarına yasak geliyor
İtalyan hükümeti, İtalya’nın gastronomik sembollerinden biri olan gelato’nun yapay olarak kabartılmış versiyonlarını satan dükkanlara ciddi bir yaptırım uygulamayı planlıyor.
The Telegraph’ta yer alan habere göre, İtalyan senatörler, gelato’ya daha yumuşak bir doku vermek için daha fazla hava ekleyen veya dondurmalarını yapay tatlarla, sentetik boyalarla ve sağlıksız yağlarla üreten satıcıları kapsayan bir yasa önerisinde bulundu. Tasarı geçerse, dondurma yapımı için müsaade edilen malzemeler sadece yumurta, taze meyveler, süt ve türevleri olacak. Ancak sayılan malzemeler dışında yapay içerik kullanmayı göze alan dondurma üreticileri, 10.000 € ‘ya kadar para cezasına çarptırılabilecekler. Yasanın, gelato zanaatkârı kılığına giren ucuz satıcılar üzerinde caydırıcı bir etkiye sahip olabileceği düşünülüyor.
Bununla birlikte, tüm dondurma ustaları yeni yasanın asıl sorunu çözeceği konusunda hemfikir değil. Roma’nın mastri gelatai’lerinden (dondurma ustaları) ünlü Gelateria dei Gracchi’nin sahibi Alberto Manassei, geleto’yu kabartmanın geçici bir sorun olduğunu belirterek asıl sorunun üreticinin kaliteli, doğal malzemeler kullanmaması olduğunu vurguladı. Birçok üreticinin dondurmalara bir dizi kimyasal katkı maddesi eklediğini ve bazen bunu bile kabul etmediklerine dikkat çeken Manassei, “İçindekiler listesine bakarsanız, asıl malzemenin genellikle son sırada yer aldığını görürsünüz. Antep fıstıklı bir dondurmada bulacağınız son şey fıstığın kendisiyse o zaman bir sorununuz var demektir.” diyor.
Havayolu yemeklerini kendi mutfağına taşıyan Nik Sennhauser ile tanışın
SoPlane adlı Youtube kanalının sahibi Nik Sennhauser, küresel salgından önce yaptığı seyahatleri kameraya alıyor ve bunları izleyicileri ile paylaşıyordu. Ancak Sennhauser, pandemi sebebiyle sekteye uğrayan bu projesine karşılık yeni bir karantina hobisi edindi ve yolculuklarında yediği uçak yemeklerini kendi mutfağında yeniden pişirmeye başladı.
Food & Wine’a konuşan Nik Sennhauser, yaptığı ilk denemenin şans eseri olduğunu belirtiyor: “Yirmi yıldır biriktirdiğim havayolu bardakları, tabakları ve tepsileri ile dolu bir havayolu arabam vardı. Ocak ayında, karantina nedeniyle oldukça monoton hale gelen pazar rutinimizi değiştirmek istediğimiz bir anın eseri olarak ortaya çıktı bu fikir.” Onu harekete geçiren anın, Avusturya Havayolları’nda yediği bir yemeği yeniden pişirme fikrinin aklına geldiği an olduğunu anımsayan Sennhauser, “Havayolu, DO&CO tarafından sağlanan mükemmel ikram hizmetleri ile tanınıyor. Yeniden yarattığım yemek, önden sipariş vermeniz gereken özel birinci sınıf bir yemekti, bu nedenle, normal havayolu yemeklerinden biraz daha şık olmuştu.” diye bahsediyor.
Konsept bu şekilde devam ederek sonrasında @flysoplane adlı Instagram hesabında yemek odaklı bir sosyal medya ürünü haline geliyor. Hesapta, son birkaç ay içinde yeniden yaratılmış yemekleri içeren 200’den fazla post var -ki sadece kendi yaptığı yemeklerin fotoğraflarını değil, aynı zamanda uçuşlardaki orijinal yemeğin göründüğü bir fotoğrafı da paylaşıyor.
Sennhauser’ın tek bir kuralı var; yaptığı yemeklerin tadı güzel olmalı: “Bunlar sadece Instagram için yapılmadı. Onlar bizim gerçek yemeklerimiz. Kocamı her hafta sonu plastik bir tepsideki yemeği yemeye ikna ediyorum. O yüzden, heyecan verici ve lezzetli yiyeceklerin bulunduğu bir plastik tepsi olması gerekiyor, güzel görünen ama lezzetsiz yiyeceklerin bulunduğu bir plastik tepsi boşanmaya sebep olabilir.”
Eleven Madison Park yeni döneminde et ve süt ürünlerine veda ediyor
Üç Michelin yıldızlı, dünyanın en ünlü ve pahalı restoranlarından biri olan Eleven Madison Park, geçtiğimiz günlerde bitki temelli ve neredeyse tamamen vegan bir restoran olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam edeceğini duyurdu. Restoranın şefi ve sahibi Daniel Humm, restoran bu Haziran ayında New York’ta yeniden açıldığında, 335 dolar değerindeki tadım menülerinin; sebzelerin yanı sıra meyveler, baklagiller, mantarlar, tahıllar ve çok daha fazlasıyla birlikte yeniden yaratılacağını açıkladı. Ayrıca Humm, çay ve kahve ile birlikte süt ve bal servisine devam edileceğini, ancak menünün geri kalanının tamamen vegan olacağını belirtiyor.
CNN’in aktardığına göre, Humm, yaptığı açıklamada böyle bir hamlenin riskli olduğunu, ancak buna değeceğine inandığını belirtiyor. Restoranın web sitesinde yer alan açıklamada, “Lüksü, daha yüksek bir amaca hizmet eden ve toplumla gerçek bir bağ kuran bir deneyim olarak yeniden tanımlamanın zamanı geldi.” sözlerinin yanı sıra “Bir restoran deneyimi tabakta olandan daha fazlasıdır. Bitki temelli mutfağın inanılmaz olanaklarını paylaşırken evlerimizle, hem şehrimiz hem de gezegenimiz, olan bağımızı derinleştirmekten heyecan duyuyoruz.” diye belirtiliyor.