2020’ye girmiş bulunuyoruz. Distopya kitaplarının yılı, Geleceğe Dönüş’ün ‘geleceği’nin beş yıl sonrası. Bu hayatta ben ne yapıyorum sorusunun, yaşlandım artık ünlemine çarpacağı yıl geldi. Herkese kutlu olsun!
Gasterea, geçen sene olduğu gibi bu yıl da 2020’nin dünyada ve Türkiye’deki yemek akımı öngörülerini sıralıyor. Ancak 2020 yeni bir on yılın başlangıcı olduğu için kimi maddeler sadece bir yıllık bir akımı müjdelerken kimileri önümüzdeki on yılı merak ediyor.
Bilim-kurgu hayranlarını hemen uyarmakta fayda var. Hapla besleneceğimiz günler henüz gelmedi. Ama kapıyı açık bırakalım. Çok uzak değiliz. Fakat şimdilik 2020 Gıda Trendleri’ne buyrunuz.
Onarıcı Tarım
Onarıcı tarım, 2019 en moda kelime gruplarından biriydi. 2020 ve onu takip eden on yıl boyunca da gıda konusunda düşünen ve tartışan insanların gündeminde olmaya devam edecek.
Küresel iklim krizinin çağdaş insan topluluklarına karşı aldığı mutlak galibiyete karşı atılacak son bir şeref sayısı olan bu kavram çiftçilerin, gıda üreticilerinin, akademisyenlerin, hükümet yetkililerinin, aracılar ve gıda satıcılarının gündeminde.
Onarıcı tarım birçok farklı metodun birleşimi olsa da genel hatlarıyla insan için gıda üretirken toprak ve su varlıklarını koruyan ve bu varlıklarda uzun vadeli iyileştirme hedefleyen araştırma, uygulama ve üretim biçimlerinin toplamı.
Dünya çapında pek çok gıda üreticisi geçtiğimiz yıllarda onarıcı tarımla ürün almaya başladı. Türkiye’de Anadolu Meraları’nın öncülerinden olduğu onarıcı tarımı Dünya İklim Zirvesi sonrasında da büyük gıda üreticileri gündemlerine aldı. Uygulama yaygınlaşacak mı, yoksa onarıcı tarım bir PR kelimesi olarak mı kalacak bunu zaman gösterecek.
Esneteryanlık
İngilizce yoktan kelime var etmeye uygun bir dil. Bu nedenle esnek beslenme rejimi anlamına gelebilecek flexitarian kelimesi kolaylıkla yaratılabiliyor. Türkçe her zaman bu kadar yenilikçi değil. Yine de deneyeceğim. İngilizce flexitarian karşılığı olarak Türkçe ‘esneteryanlık’ 2020’nin en gözde beslenme tercihlerinden.
Good Food Institute’ün yayıladığı SPINS raporuna göre sadece Kuzey Amerika’da bitki temelli gıdalar geçtiğimiz yıl içerisinde yüzde 11 daha fazla tüketilirken hayvan temelli gıda tüketiminde hatırı sayılır bir düşüş kaydedilmiş. Sadece vegan ve vejetaryenler değil, esneteryanlar da gıda seçimlerinde daha bilinçli tercihler yapıyor. Et yeme oranı düşerken, et ve bitki karşımı melez besinler öne çıkmaya başlıyor.
Bunun adı veganlık olmasın diye soranlar varsa aradaki fark, esneteryanların nadiren de olsa hayvansal gıdaları afiyetle yemesi. Evet yanlış duymadınız, vegan olmak isteyip de ikinci günde karnı acıkınca soluğu köftecide alanlar için güzide bir sıfatımız var artık.
Yeniden Çocuk Menüleri
Bu sefer ki farklı. Sosisli sandviç, et-ekmek hamburger, ekmek arası peynir domates devri sona erdi. Milenyıl çocukları yetişkin oldu, şimdi onların da çocukları var ve her ebeveyn küçük foodie’ler yetiştirmeye çalışıyor.
Whole Foods’un pazarlama ekibine göre çocuk menüleri artık daha sofistike. Çoğunlukla organik ürünlerin kullanıldığı menülerde yok yok. Sürdürülebilir balıkçılıkla yakalanmış kılıç balığından, yıllanmış peynirlerle yapılan makarnaya kadar hem çocuklara özgü tasarlanmış, hem de onların damak tadına uygun lezzetler hazırlanıyor.
Batı Afrika Mutfakları
Hepimiz göçmeniz. İnsanlık binyıllardır göçerken, bunun global bir krize dönüşmesi yaşadığımız devre denk geldi. Ancak geçen sene yazılanı bir sene sonra tekrar etmek gerekirse “çeşitli sebeplerle tası tarağı toplayıp farklı yerlere mecburen veya isteyerek göç eden insanlar damak tatlarını da yanlarında getiriyor”. Artık pek çoğumuz yeni tatlara alışkın. Farklı mutfakları o ülkeyi ziyaret etmeden bulunduğumuz şehirde tadabiliyoruz.
Bu senenin mutfağı Batı Afrika’dan geliyor. Yerli lezzetlerden süper zenginlerin yemeklerine kadar topraksı tatları ve denizden gelen lezzetleriyle bu senenin yıldızı. Domates, soğan ve acı biber üçlüsü pek çok Batı Afrika mutfağının temel besinleri. Bunun bizim menemenden ne farklı var derseniz, üzerine eklenen sıklıkla yer fıstığı, zencefil ve limon otu.
Batı Afrika’da 16 devlet var. Pek çoğu benzer yemekleri paylaşsa da her birinin kolonileşme sonucunda Batı Avrupa’nın değişik ülkelerinden gelen etkilerle ‘kendine has’ dokunuşları var. Pek çok restoran ve yemek üreticisinin, Batı Afrika’nın moringa isimli akasya benzeri bir bitki ya da demirhindi gibi nadir bulunan ürünlerine göz diktiği sır değil. Onların yanında süpürge darısı, tef ve akdarı gibi az bilinen taneli tahıllar bu yıl doğum yerlerinden çok uzaklarda tüketilecek.
Instagramlanamayan Yemekler, Sosyal Medya Ünlüsü Olmayan Restoranlar
2019’da hamburgerler çok fotojenikti. Pizzalar mükemmel şekilleriyle göz doldurdular. Milkshake’ler canlı renklere sahipti. Aşçılar televizyon setlerinde bütün hünerlerini sergiledi. Bütün onları her şeye kadir telefonlarımızın ekranında görmek gözümüzü doyurdu.
2020 ise karın doyurma senesi olacak. Yemekler Instagram yerine sofralarda boy gösterecek ve renkleri midemizde birbirine karışacak. Şefler, mutfakta hünerlerini sergileyecekler. Benimki biraz da umut.
Humus
Humusun yeni bir yemek olmadığı kesin. Hatta en eskilerden. Kadim Orta Doğu coğrafyasının kimlik yemeklerinden biri. Görüntüsü basit olmasına rağmen yapılması zahmetli ve maharet gerektiriyor. Kahvaltı sofrasını da, öğle sandviçini de, rakı masasını şenlendirecek lezzete sahip. Görünen o ki humus hem Türkiye’de hem de dünyada hak ettiği tahta 2020 yılında oturacak.
Sumak
Humus’u takiben sumak da 2020’nin tat akımları arasına yerleşiyor. Güney İtalya ve Doğu Akdeniz bölgesinde yetiştirilen yemişlerin kurutulmasıyla elde edilen sumak tohumları daha sonra ezilerek sofrada görmeye alışık olduğumuz haline getiriyor. Sumağın genellikle kebaplara yakıştırdığımız asidik tadı aslında sebze ve salatalara da çok yakışıyor. Dilerseniz çok güzel bir bordo renk elde etmek için boya maddesi olarak da kullanabilirsiniz.
Köşedeki Restoran
2020’de de geçtiğimiz bütün senelerde olduğu gibi kimi restoranlar öne çıkacak, kimi şefler ünlü olacak kimileri ise unutulmaya yüz tutacak. Ama gıda dünyasındaki yerelleşme akımı sonlanmayacak. Daha yerel lezzetler, daha az atık, yavaş yemekler, yavaş şehirler, yavaş yaşamlar derken 2020’nin en popüler restoranı hemen sokağınızın köşesindeki, mahallenizdeki, kolayca ulaşabileceğiniz bölgedeki, sevdiğiniz yemekleri yapan ve sizi tanıyan restoran olacak.